Gülse Birsel yazmış, keyifle okudum. buyrunuz:
"Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,
grip "Yatınca geçer"di,
başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz" denirdi,
uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konu
halledilirdi!
Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "Tembel"din ya "Yavaştan, sağlam
sağlam öğreniyor"dun!
Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde" derlerdi,
yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı,
susup otururdun.
Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.
Çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı',
okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif',
aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi büyüdüler! O kadar ilgi alaka sonrası ola ola ne oldular? Emo!
Emo ne?
Hani beş-altı yıldır etrafta saçlarını gözlerinin tekini kapatacak şekilde öne öne tarayan, miskin görünüşlü, asık suratlı, beti benzi atmış, sıska,
dar pantolonlu, converse'li, siyah ojeli ergenler var ya...
Taksim'de kaldırımlarda filan oturuyorlar.
Aha onlar Emo!
Emo kelimesinin emotional'dan (hissi) geldiği, bu yavruların pek bunalımlı pek güvensiz ve duygusal olduğu, topluma uyum sağlayamadıkları için böyle takıldıkları söyleniyor.
Bizim zamanımızda punk vardı ya, onun gibi bir akım, ama bir halta yaramayanı!
yazının kaynağı ve devamı burada
Harika yazmış işte. Memleketin bebelerinin durumu :( Allahım nereye gidiyoruz diye sorup, cevap alamamak ne kötü birşey...
YanıtlaSilTeşekkürler, paylaşım için :)
YanıtlaSilSelamlar, sevgiler.
Alkışlamak istedim resmen. Kuzenim böyle geziyor benim ve ne yaparsak vazgeçiremiyoruz bu tarzından, arkadaşlarına bakıyorum, hepsi aynılar. Zannediyorum aralarında farklı oluyorsun tarzın "emo" değilse...Napalım, heralde büyüyünce geçecek :)
YanıtlaSilBende amma dertliymişim yaw :)
İkinci kz okuyorum ve yine de her okuyuşumda yağlarım eriyor. Hakikatten ne güzel yazmış. Geçende de ülkenin geleceği konusunda kuaförde ahkam kesen teyzelerden girmişti olaya. Bayılıyorum bu kadına. Keşke başbakan olsa (valla "GAYET CİDDİYİM" )
YanıtlaSilÇok doğru gerçekten. Uzun zamandır bu durumlar benimde canımı sıkıyordu. bizim çocukluğumuz gerçekten öyle geçti ve ben gerçekten öyle yetiştiğim için mutluyum. benden de ufak bir geçmiş ve bugün örneği; küçükken elime boya kalemini almış bir güzel duvarlara resim yapmakla meşgulken, annemin güzel terliğini popma yemiş, sonra da o boya kalemlerini sadece kağıt, resim defteri, boyama kitabı gibi yerlerde kullanmam gerektiğini öğrenip evin duvarlarından uzak durmuştum bu yaşıma kadar :) ama o isteğim hiç geçmedi ve şu anda iş yerimde evde duvarlara stencil ler çeşitli resimler yaparak mutlu oluyorum. ama artık takdir ediliyorum . yani içimdeki şevki yeteneği hiç bir zaman öldürmedi o terlik. şimdiyse kuzenimin eşinin çocukları çok yaramazlar. evin duvarlarını karalıyorlar boyuyorlar, berbat ediyorlar. ama anneleri ağzını açıp tek kelime etmiyor. her ay evin duvarlarını boyuyorlar. neden kızmıyorsun dediğimizde de çocuğun psikolojisini kötü etkiler diyor. ben o psikolojinin :))) baya yazmışım ;) işte gerçek hayattan bir örnek. nerelere gittim sayenizde :)) yazıyı paylaştığınız için teşekkürler.
YanıtlaSilemoyu iki gün önce öğrencilerimden duydum ki hiçbiri emo değil dalga geçiyorlardı. ne olduğunu anlayamamıştım buymuş demek. gerçekten ne güzel yazmış yine Gülse Birsel.
YanıtlaSilPaylaştığın için teşekkürler
Çok haklı.Çok da iyi gözlemci.
YanıtlaSilSerguncuğum paylaşımın için teşekkürler. Gülse Birsel harika bir yazı yazmış :)
YanıtlaSilewet bunlar gerçekten doğru ama nasıl davranıcaz evlatlarımıza pedegoglarla annelerimiz arasında kaldık :(
YanıtlaSilbende gülse birsenin yazılarına bayılıyorum en kısa zamandada okumk istiyorum paylaştığın içinde teşekkür ederim
YanıtlaSil